Gülesevdam
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HANIM SAHABİLER

Aşağa gitmek

HANIM SAHABİLER Empty HANIM SAHABİLER

Mesaj tarafından gülesevdam Cuma 31 Tem. 2009, 07:28

HANIM SAHABİLER

Ali Kaya

İslam Tarihi, Allah ve Rasulü (A.S.)’ne sevgi ve bağlılıkları, tevekkülleri ve Allah yolunda gösterdikleri cesaretleriyle örnek olmuş insanların menkıbeleriyle doludur. Herkesin örnek aldığı Asr-ı Saadet insanları ise erkekleriyle olduğu kadar kadınlarıyla da, hayatımıza ışık tutan, saadet yollarını gösteren numunelerdir. İşte bu örnek insanların hayatlarından bazı kesitler:

Ümmü Habibe binti Ebi Süfyan (R.A.)
Ümmü Habibe (R.A.), Mekke’nin lideri ve müşriklerin komutanı Ebu Süfyan’ın kızı. Asıl adı Remle.
Hz.Remle ilk kocası Ubeydullah ile birlikte müslüman oldu. Habeşistan’a hicret edenler arasında o da vardı. Ubeydullah’ın irtidat edip Hıristiyanlığa geçmesi ile dünyası başına yıkıldı. Ümmü Habibe (R.A.) direndi, dininde sebat etti, kızı Habibe’yi orada dünyaya getirdi. Bela, musibet ve facialar ardarda geldi, keder yüreğini parçaladı. Kızıyla birlikte gurbet ellerde yapayalnız kalalakaldılar. Kocası ve babasıyla aralarındaki tüm bağlar kesildi. Küçük kızının babası bir Hıristiyan, dedesi ise Peygamber (A.S.)’e ve İslam’a karşı açıkça savaş ilan etmiş bir müşrik idi.
Ümmü Habibe (R.A.)’yi içinde bulunduğu yahnızlık, üzüntü ve sıkıntıdan kurtaran kimse Rasulullah (A.S.) oldu. Necaşi’ye bir elçi gönderen Resulullah (A.S), Ümmü Habibe’yi kendisiyle evlendirmesini istedi. Böylece Ümmü Habibe ‘Müminlerin Annesi’ oluverdi.
Yıllar su gibi geçti. Mekke’nin fethi yaklaştı. Müşrikler Hudeybiye Antlaşmasını bozunca, Kureyş için tehlike çanları çalmaya başladı. Mekke’nin ileri gelenleri toplanıp istişarede bulundular. Antlaşmanın yenilenmesi için Ebu Süfyan’ı Medine’ye elçi olarak gönderdiler.
Ebu Süfyan Medine’ye geldi. Rasulullah (A.S.) ile karşılaşmaktan çekiniyordu. Belki faydası olur diye, yardımını istemek için kızının evine yöneldi. Ümmü Habibe (R.A.), aniden babasını karşısında görünce şaşırdı. Habeşistan’a hicret ettiği günden beri onu görmemişti. Şaşkınlık ve hayret içinde babasına bakakaldı. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemiyordu.
Ebu Süfyan, kızının içinde bulunduğu şaşkınlığı anladı. Buyur edilmeyi beklemeden geçip mindere oturmak istedi. Hz. Remle, ani bir hareketle minderi altından çekip aldı. Ebu Süfyan kızına “Ey kızcağızım, minderi mi bana, yoksa beni mi mindere layık görmedin? Doğrusu anlayabilmiş değilim!” dedi. Ümmü Habibe (R.A.) “O, Rasulullah (A.S.)’ın minderidir. Sen ise müşrik birisin. Onun üzerine oturmanı istemedim.” cevabını verdi.
Uzun bir ayrılığın ardından babasıyla birdenbire karşılaşması, Ümmü Habibe’ye, Allah ve Rasulü (A.S.)’ne olan bağlılığını unutturmadı. Rasulullah (A.S.)’ın minderine, babası da olsa kafir bir adamın oturmasına izin vermedi. Diniyle şeref duyan ve inancına değer veren müslüman kadının yapması gerekeni yaptı. Zira, imanla dolup taşan bir kalpte, Allah ve Rasulü (A.S.)’ne ve dinine olan sevgi ve bağlılığın yanında hiç bir akrabalığın, kan bağının ve dostluğun yeri olamazdı. (el-Mer’etü’l-Müslime, s. 90-92)

Ümmü Süleym binti Milhan (R.A)
Asıl ismi Rumeysa olan bu hanım sahabi, Malik b. Nadr ile evliydi. Ümmü Süleym müslüman olunca kocası onu terk etti, uzaklara gitti. Daha sonra da kocasının ölüm haberi geldi. Medine’nin itibarlı kişilerinden olan Ebu Talha kendisine evlenme teklif etti. Ümmü Süleym (R.A.), Ebu Talha’nın müslüman olması şartıyla teklifi kabul edeceğini ve ayrıca mehir istemeyeceğini bildirdi. Ebu Talha’nın müslüman olmasıyla evlilik gerçekleşti. Bu evlilikten bir çocuk dünyaya geldi.
Ebu Talha (R.A.), çocuğu çok severdi. Çocuk bir ara hastalandı ve babasının evde olmadığı bir zamanda öldü. Annesi çocuğu yıkayıp kefenledi, kokuladı ve üzerine bir örtü örttü.
Ev halkına şöyle dedi: ”Sakın Ebu Talha’ya, ben kendisiyle konuşmadıkça oğlunun öldüğünü söylemeyin.” Ebu Talha geldi ve ”çocuk nasıl?” diye sordu. Ümmü Süleym ”rahatladı.” deyince çocuğun gerçekten iyileştiğini sandı.
Ümmü Süleym akşam yemeğini hazırladı. O güne kadar hiç yapmadığı şekilde özenerek süslendi. Ebu Talha yiyip içti. Gece hanımıyla birlikte yattı.
Sabah olunca, Ümmü Süleym (R.A.) ”Ebu Talha! Görmedin mi falanca aileyi? Faydalanmak için aldıkları emaneti gidip istediğim zaman ağırlarına gitti.” dedi. Ebu Talha (R.A.) ”Hiç iyi etmemişler.” dedi. Ümmü Süleym ”Sen de oğlunun Allah’ın bir emaneti olduğunu kabul et. Allah emanetini geri aldı.” dedi.
Buhari’nin Cabir b. Abdullah (R.A.)’tan rivayet ettiği şu hadiste Rasulullah (A.S.)’ın onu cennetle müjdelemesi hiç garip karşılanmamalı:
“Rasulullah (A.S.) buyurdu ki: “Cennete girdiğimi gördüm. Bir de ne göreyim Ebu Talha’nın hanımı Rümeysa karşımda durmuyor mu?!..” (Abdulaziz eş-Şannavî, Hanım Sahabiler, s. 528)

Ümmü Haram binti Milhan (R.A.)
Buhari ve Müslim, Enes b. Malik’ten rivayet ediyorlar:
“Rasulullah (A.S.) Milhan kızı Ümmü Haram’ın evine girdi. Orada biraz oturup yaslandı, sonra güldü. Ümmü Haram (R.A.): “Ey Allah’ın Rasulü, niçin gülüyorsun?!” dedi. Rasulullah (A.S.) “Ümmetimden bir takım insanlar Allah yolunda savaşmak için Akdeniz’de gemilere binmişler. Tahtlara oturmuş krallar gibiler!” dedi. Ümmü Haram “Ey Allah’ın Rasulü, Allah’a dua et de, beni de onlardan kılsın!” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (A.S.) “Allah’ım onu da onlardan kıl!” diye dua etti. Ardından Hz. Peygamber (A.S.) dinlenmeye koyuldu, kalkınca güldü. Ümmü Haram (R.A.) aynı soruyu tekrarladı. Rasulullah (A.S.) de aynı cevabı verdi. Ümmü Haram “Allah’a dua et de beni onlardan kılsın!” diye tekrar edince, Rasulullah (A.S.)’ de “Sen öncekilerdensin, sonrakilerden değilsin!” buyurdu.
Enes (R.A.)’in naklettiğine göre, Rasullah (A.S.)’ın müjdesi gerçekleşti: “Ümmü Haram, Ubane b. Sâmit ile evlendi. Onunla birlikte cihada çıktı. Muaviye’nin hanımı Karaza kızı ile birlikte gemiye bindi. Deniz yolculuğu bitince gemiden inip bineğine bindi. Hayvan hırçınlaşarak onu yere attı. Ümmü Haram (R.A.) düştü ve oracıkta şehit oldu.”
Kıbrıs’ta olan kabri, Allah yolunda cihad eden müslüman kadının kıssasını anlatan bir abide olarak, günümüzde de insanların bereketlenmek için ziyaret ettikleri bir mekan oldu. (el-Mer’et’l-Müslime, s. 79-80)
[center]
gülesevdam
gülesevdam
Admin

Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 06/10/06

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz