Gülesevdam
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dünya gözünü Türk Edebiyatına çevirdi

Aşağa gitmek

Dünya gözünü Türk Edebiyatına çevirdi Empty Dünya gözünü Türk Edebiyatına çevirdi

Mesaj tarafından gülesevdam Cuma 23 Ekim 2009, 10:41

Dünya gözünü Türk Edebiyatına çevirdi
Türk edebiyatını, yurt dışında, uzun yıllar Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve Yaşar Kemal temsil etti. Bu üçlü, yazdıkları kitaplar kadar ideolojileri ile de hep gündemdeydi. `Türk edebiyatı` denilince bu üç ismin akıllara gelmesi belki de bir zorunluluktu.

Çünkü Türkiye yabancılara kendi edebiyatını anlatmak için bir yol haritası belirlememişti. Son yıllarda ise sevindirici gelişmeler yaşanmaya başladı. Orhan Pamuk`un Nobel ödülü alması büyük bir ses getirdi. Frankfurt Kitap Fuarı`na konuk ülke olarak davet edilen Türkiye, artık kendinden daha emindi. Türk Edebiyatının Dışa Açılması(TEDA) projesi ise adeta bir milat oldu. TEDA ile birlikte son 4 yılda yabancı dillere çevrilen kitap sayısı Cumhuriyet döneminde çevrilen kitap sayısının neredeyse üç katına ulaştı. 150`den fazla Türk yazar ve şair, yabancı okurla buluştu.

Birkaç yıl öncesine kadar yurt dışındaki kitapçılarda rastlayacağınız Türk yazarların yabancı dillere çevrilmiş roman ve şiir kitaplarının sayısı oldukça sınırlıydı. Dünya, uzun bir süre Türk edebiyatını hep Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin ve Orhan Kemal`den ibaret sandı. Batı, Türkiye`nin geri kalmışlığını anlatan eserlere ilgi gösterdi. Türkiye, bu süreç içerisinde ne klasik ne de çağdaş eserlerini tanıtmak için gerekli çabayı göstermedi. Takvim yaprakları geride neredeyse bir asır bıraktı ama yabancı dillere çevrilen kitap sayısı hala yeterli seviyede değildi. Orhan Pamuk`un Nobel Ödülü alması ve Türkiye`nin Frankfurt Kitap Fuarı`na konuk ülke olarak davet edilmesi edebiyatımızın da kaderini değiştirdi. Avrupa Birliği(AB) yolunda atılan adımlar Batı`nın Türkiye merakını artırdı. Türk Edebiyatının Dışa Açılması(TEDA) projesi ise edebiyatımız için adeta bir milat oldu. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen`in öncülüğünde yürütülen proje kapsamında yüzlerce yazarın kitabı başta İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere pek çok dile çevrildi. 2005 yılından bu yana farklı dillerde 600`e yakın eser yayınlandı. TEDA ile birlikte son 4 yılda çevrilen kitap sayısı bütün bir Cumhuriyet döneminde çevrilen kitap sayısının neredeyse üç katına ulaştı.

Yabancı yayıncılar, kendi dillerine çevirmek istedikleri eserler için TEDA tarafından maddî olarak destekleniyor. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ayfer Tunç, Ayşe Kulin, Murathan Mungan, Perihan Mağden, Doğan Hızlan ve Hilmi Yavuz`un da aralarında bulunduğu çok sayıda yazar ve şairin kitapları projeden destek alıyor. Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Peyami Safa`nın başyapıtları desteklenerek 20`ye yakın dile çevrildi.

Geçtiğimiz hafta sonu Boğaziçi Üniver-sitesi`nde Çevirmenleri ve Yayıncılarıyla Türk Edebiyatı Sempozyumu`nda 25 farklı ülkeden 50`ye yakın yayıncı `Türkçeden hangi eseri çevirebiliriz?` sorusuna cevap aradı. b.köseli@zaman.com.tr

Yabancı yayıncılar: Türk edebiyatı kabuğunu kırdı


Çevirmenleri ve Yayıncılarıyla Türk Edebiyatı 2. Uluslararası Sempozyumu`na Lübnan`dan katılan Bassam Chebaro, geçtiğimiz yıl aralarında Tanpınar`ın Huzur romanının da bulunduğu dört ayrı eseri Arapçaya çevirmiş. Alida Daniele, İtalyan okuyucuları Murathan Mungan ile buluşturacak. Edward Halsey Foster, ABD`de Türk edebiyatını tanıtan bir dergi çıkarmayı düşünüyor. Frederike Doppenberg, Hollanda`da Halide Edip Adıvar`ın eserlerine karşı büyük bir ilginin olduğunu söylüyor. Doppenberg, Türk Şiir Antolojisi, Aşk-ı Memnu, Tutunamayanlar ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü`nü çevirmek için anlaşma imzalamış. Yuliya Utnika, uzun yıllar boyunca Nazım Hikmet ve Aziz Nesin`in kitaplarını Rusya`da yayınlamış. Şimdi ise Reşat Nuri Güntekin`in eserlerini okuyucularla buluşturmak için kolları sıvamış.

Çevrilen kitap sayısı beni çok heyecanlandırdı


Doğan Hızlan (Yazar): Türk edebiyatının yurtdışında okunması, yazarların takip edilmesi beni oldukça heyecanlandırıyor. Çünkü bir kitap yabancı dile çevrildiği anda artık o ülkenin değil bütün dünyanın eseri oluyor. Çevrilen kitap, yabancı dillerde beğenilip okunursa yazıldığı ülkeye karşı da büyük bir merak uyanıyor. Siz bir ülkenin edebiyatçılarına yakından ilgi ve alaka gösterirseniz o ülkeye karşı da bir muhabbet beslemeye başlıyorsunuz. Son yıllarda üst üste gelen tetikleyici unsurlar sayesinde Türk edebiyatı, içerisinde bulunduğu kısır döngüden kurtuldu. Bunda TEDA ve Frankfurt Kitap Fuarı`nın etkisi büyük. Bir de Türk edebiyatı gerçekte iyi kalemler yetiştirmeye başladı. Ne kadar çok kitap yabancı dillere çevrilirse o kadar olumlu sonuçlar alınacağına inanıyorum.

Her şey kitap yayınlamakla bitmiyor

Hilmi Yavuz (Şair- Yazar): TEDA, yurtdışında büyük bir hizmet yapıyor ama bu hizmet Türk edebiyatını hakkıyla tanıtmaya yetmiyor. Çünkü Kültür Bakanlığı, kitapların sadece yayınlanmasına katkı sağlıyor, tanıtılmasına değil. Bürokrasi, kitap yayınlanınca gerekli tanıtımın yapıldığını düşünüyor. Ama böyle düşünerek vahim bir hataya düşüyor. Oysa yayın başka alan tanıtım başka bir alandır. Kitap tanıtımı Batı`da, özellikle de Amerika`da `edebiyat ajanı` diye adlandırılan kişiler tarafından yürütülüyor. Bakanlık, bu konuda da girişimlerde bulunmalı, yurtdışında anlaşma imzaladığı yayınevleriyle sürekli kontak halinde olmalı. Bir Türk yazarının kitabını yayınlamayı üstlenen her yabancı yayınevi, belirli niteliklere sahip olmalı.


Rus okurları Orhan Pamuk`u çok sevdi

Dr. Apollinaria Avrutina (Rus çevirmen): Şimdiye kadar Orhan Pamuk, Perihan Mağden, Bilge Karasu ve Sabahattin Ali`nin eserlerini Rusçaya çevirdim. Orhan Pamuk`un romanları Rusya`da çok seviliyor. Pamuk`un Nobel Ödülü alması büyük bir ses getirdi ama Rus aydınları Pamuk`u sadece ödül aldığı için okumuyor. Ruslar, Tolstoy, Puşkin ve Dostoyevski`nin de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü yazarları okuyarak büyüyorlar. Bu yüzden `kıymalı içi` olmayan bir kitap, acımasız Rus okurlarınca kötü karşılanır ve okunmaz. Rusya`da Pamuk`u çoğunlukla entelektüeller ve akademisyenler okuyor. Rus okurları, Pamuk`un romanlarında geçen karakterleri Rus romanlarında geçen karakterlere yakın bulduğu için okuyor.

TEDA, hatır gönül işlerine kurban edilmesin

Metin Celal(Çevirmen): Türk edebiyatının dışa açılımında TEDA`nın büyük bir etkisi var. Dünya genelinde çok sayıda devlet bu tip projeler sayesinde kendi edebiyatlarını tanıtıyor. TEDA`nın iyi bir şekilde yönetilmesi, verilen çeviri yardımlarının doğru adreslere gitmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın kısıtlı bütçelerinin doğru harcanması çok önemli. TEDA kapsamındaki bazı kitap çevirileri hatır gönül ilişkileri devreye sokularak hallediliyor. Bazı yayınevleri sırf TEDA desteği almak için kurulmuş izlenimi veriyor. Çeviri desteği yaparken fikri mülkiyet hukukunu da gözetmemiz, Türk yazarlarının telif haklarının o ülkelerde ödenip ödenmediğini de takip etmeniz gerekiyor. TEDA`nın çeviri desteklerinin belli bir stratejiden yoksun olduğu görülüyor.

Doğru proje, her zaman meyve verir

Prof. Dr. Mustafa İsen (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri): 2005 yılında kurulan heyet kapsamında çalışmalara başladık. Doğru zamanda doğru kararları alır ve siyasi irade de arkanızda olursa çok büyük işler yapabilirsiniz. TEDA, bunun en büyük göstergesi. 2005 yılına kadar Türkçeden yabancı dillere 286 kitap çevrilmiş. TEDA ile birlikte ise son 4 yılda bu rakam 600`ü buldu. TEDA, bu yönüyle dünya genelinde örnek alınabilecek bir proje oldu. Bu proje ayını zamanda çok sayıda telif ajansının kurulmasına da vesile oldu. Bu ajanslar sayesinde Türk edebiyatı yurtdışında hızlı bir tanıtım sürecine girdi.

Hedefimizi üçe katladık

Ümit Yaşar Gözüm(Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınlar Genel Müdür Yardımcısı): 2004 yılında projenin altyapısını kurmak için farklı ülkelerdeki yayıncılarla görüştüm. Sadece birkaç tane Türk roman ve öykücüsünü tanıyorlardı. O dönemlerde hedefimizin yıllık 50 kitap olduğunu söyleyince etrafımızdakiler bu sayıyı çok komik buldular. Uzun yıllar boyunca yapılamayan bir şeyi çok kısa bir süre içerisinde başarmayı hedefledik. Hedefimiz yılda 50 eser çevirmekti ama bu sayı neredeyse üç katına ulaştı. Türk yazarları artık dünya çapında söz sahibi olmaya başladı.

Türk edebiyatını anlatmakta geç kaldık


Ayşe Kulin(Yazar): Orhan Pamuk`un Nobel Ödülü alması dünya genelinde büyük bir yankı uyandırdı. Bunun yanında çok kaliteli yazarlarımız da yetişmeye başladı. Yıllar önce yurtdışında bir fuara katılmıştım. Birkaç tane Türk yazarının kitapları vardı raflarda. Şimdi yabancı dillere çevrilen eser sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Bu yıl benim de ilk kez Nefes Nefese adlı kitabım Fransızca, İspanyolca ve Almancaya çevrildi. Edebiyatımızı tanıtmakta çok geç kaldık. Eskiden yurtdışında okunan Türk yazarlar ideolojik yönleriyle ön plana çıkan şahsiyetlerdi. Şimdilerde ise bu zincir kırıldı.


TEDA, kışkırtıcı bir etki uyandırdı


Sadık Yalsızuçanlar(Yazar): Türk edebiyatı, dünya genelinde hak ettiği ilgiyi göremedi. Türk edebiyatının şiir ve roman alanında son yıllarda yaptığı atılımlar gözleri bu topraklara çevirdi. Burada TEDA`nın kışkırtıcı bir etkisi oldu. Türk romanı, şiiri ve öyküsü tema bakımından çok zengin. Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve Yaşar Kemal uzun yıllar yurtdışında Türkiye`nin değişmez üçlüsüydü. Batı, Türkiye`ye hep oryantalist bir gözle baktı. Ama Türk edebiyatı sadece bu üç yazardan ibaret değil ki. Orhan Pamuk ve Elif Şafak bu süreçte Türkiye`yi çok iyi temsil etti.


Nazım`dan başka şairlerimiz de varmış...


İhsan Işık(Yazar): Orhan Pamuk, Elif Şafak ve Buket Uzuner, yabancı kamuoyunda büyük bir ses getirdi. Türkiye`nin siyasi ve kültürel yapısı dünya genelinde hep ilgi ile karşılanıyor, merak ediliyor. Türkiye`nin rotasını nereye çevireceği merakla bekleniyor. Bu da Türk yazarlarına olan ilgiyi artırıyor. Türk yazarlarını tanıtan İngilizce bir ansiklopedi yayınladım ama bu eser Kültür Bakanlığı`nın internet sitesinde bile kendine yer bulamadı. Bizim milli yazarlarımız hep ikinci planda kaldı. Nazım Hikmet ve Aziz Nesin komünist Rusya tarafından desteklendi. TEDA sayesinde ise Türk edebiyatına olan ilgi gözle görülür bir şekilde arttı. İnşallah Sezai Karakoç, Rasim Özdenören ve Necip Fazıl hakkıyla tanınır, tanıtılır.

ZAMAN
BÜNYAMİN KÖSELİ
gülesevdam
gülesevdam
Admin

Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 06/10/06

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz